15 Ağustos 2016 Pazartesi
" Aslında her şey 1986 yılının soğuk bir Ankara gecesinde ODTÜ yurtlarından CS 200 ödevini yapmak için bilgisayar laboratuvarına giderken, walkman'den dinlenen "Brothers in Arms " albümünün dördüncü parçasının giriş solosu ile başlamıştı.
Evet, Dire Straits , Michael Brecker ve Your Latest Trick .
Belki o gece, 30 yıl sonra çıkılacak yolculuğa dair hiçbir belirti yoktu ama Tenor Saksafonun büyüleyici ezgisi çoktan duyu nöronlarını etkisi altına almaya başlamış ve sonraki yıllarda müzikten alınacak hazzın rotasını çizmeye koyulmuştu bile. "
Sanırım ilk blog sayfama böylesine edebi bir giriş havalı oldu :) Ama tüm yazıyı aynı şekilde sürdürmem zor görünüyor. O nedenle ilk yazıda edebi dili şimdilik biraz terk edip , sevgili okuyucuyu böyle bir blog açmama neden olan yolculuk hakkında , 5N 1K adımlarının yardımıyla bilgilendirmeye başlayayım.
Serüvenin detayları için sonraki günleri ve tabii ki yolculuğu beklememiz gerekecek.
Hadi o zaman...
NEDİR bu Blues Highway ?
Malum , Amerikalıların "Road Trip"leri pek ünlüdür. Ülkede toplu taşıma ağı diğer gelişmiş ülkelere göre daha zayıf olduğundan (bu durum ağı kuramadıklarından değil ,bilinçli bir tercih) ,otobüs , tren gibi araçlarla karadan seyahat alışkanlıkları pek oluşamamıştır. O nedenle Amerikalılar arabalarına, karavanlarına, motosikletlerine atladıkları gibi ülkeyi doğudan batıya, kuzeyden güneye tek başlarına , çekirdek aile ile veya küçük arkadaş gruplarıyla gezmeyi pek severler. Bu kara yolu ile yapılan seyahatlerin rotalarından bazıları ( Route 66 , Big Sur ) zamanla çok popüler olmuş ve sadece Amerikalıların değil bu ülkeyi ziyaret edenlerin de yıllardır ilgisini çekmeye devam etmişlerdir. İnsanları bu maceraya iten ve kilometrelerce yol yapmalarından keyif aldıran güdü geçmişlerindeki / genlerindeki göçebe kültürü olabilir mi diye düşünmüşümdür hep. Neyse, bu konuyu başka gündemlerde konuşuruz sonra.
İşte Blues Highway , diğer adıyla Route 61'da bu yol maceralarından birisi. Blues Highway'i diğerlerinden farklı kılan şey ise yolculuk sırasında görülen şehirler , tanışılan insanlar , alınan tadların yanı sıra bugün dünya üzerinde en çok dinlenen müzik türlerine kaynak olan Blues ve Caz'ın doğduğu, geliştiği toprakları boylu boyunca geçmesi. Yani beşinci duyumuz da oldukça keyif alacak bu rota üzerindeki tüm duraklarda.
NEDEN gidilsin ki taa oralara kadar?
Doğru, günümüz teknolojisinin bizlere sunduğu imkanlarla birkaç tıklama sayesinde ulaşabildiğimiz bilgiler , görüntüler , müzikler varken ne diye millerce uçup yine kilometrelerce direksiyon sallayıp üstüne bir de paralar harcayalım ki ?
Galiba bu soruyu " membaından su içmenin keyfine varmak " şeklinde yanıtlayabilirim. Blues ve Caz , bir müzik türü olmasının ötesinde , doğduğu toprakların yaşam biçimleri, doğası ve üretim ilişkileriyle şekillenmiş gelişmiş ve günümüz dünya müziğini yönlendirmeye devam eden bir kültür birikimi. Her ne kadar bu müziklerin ilk olarak çalınıp söylenmeye başlandığı 1800'lü yılların son çeyreğindeki Amerika ile bugünün dünyasının gerçeklikleri arasında oldukça önemli farklılıklar olsa da, o büyüleyici tınıların çınlamaya başladığı ve daha sonra şekilden şekile girip bugüne kadar geldiği topraklarda bulunmak çok heyecan verecektir diye düşünüyorum. Bakalım öyle mi olacak.
NE ZAMAN gidilmesi planlanıyor?
Biletler alındı , 2 Eylül'de İstanbul'dan Chicago'ya uçuluyor , 16 Eylül'de Houston'dan İstanbul'a dönülmüş olunacak. Yani dolu dolu on beş gün .
NERELER görülecek peki?
Böyle bir tur için idealde kaç günlük bir plan yapılması gerektiği hakkında net bir fikrim yok. Kişilerin turdan beklentilerine ve zaman kısıtlamalarına göre değişiyordur sanırım görülmesi gereken yerler.
Öncelikle Route 61 'in dünyanın dördüncü en uzun nehri olan Mississippi boyunca Kuzeyde Chicago'dan başlayıp Güneyde New Orleans'a kadar yaklaşık 1300 millik (2100 Km) bir yolu takip ettiğini düşünürsek, kısıtlı sürelerini ayıracak gezginlerin de duraklarını iyi planlaması gerecektir. Ben de kendimize ayırabildiğimiz on beş günü düşünerek ve bu turu daha önce yapanların önerileri ile ilk aşamada konaklanacak yerler için şöyle bir rota çizdim.
Chicago --> St.Louis-->Nashville--> Memphis--> Greenville-->Vicksburg-->New Orleans
Her bir şehirde kaçar gece kalınacağını sanırım o şehir ve civarında neye ne kadar zaman ayırma isteğimize göre belirlenecek. Yani biraz da oluruna bırakacağız.Belki de yeni şehirler ekleriz listeye.
NASIL bir yolculuk olacak sence ?
Valla güzel olacak herhalde :) Yaklaşık iki yıldır kafamda kurgulayıp, ön çalışmasını yaptığım böyle bir seyahati heyecanla bekliyorum. Olumsuz anlamda beni ne kadar şaşırtabilir ki? Yeni yerler görmeyi, yeni insanlarla tanışıp yeni tadlar almayı ve üstüne en sevdiğin müziği kendi beşiğinde canlı dinleyebilme ayrıcalığını düşündüğümde "ne kadar şanslıyım " diyebiliyorum.
KİM veya kimler yol arkadaşların?
Hani yazının başında her şeyin başladığı soğuk bir ODTÜ gecesi vardı ya, işte o günlerde başlayan ve bugüne kadar kesintisiz süren dostluklar bir arada olacak bu yolculukta. Her biri nevi şahsına münhasır üç arkadaş. Üçü de birbirini çok iyi tanıyor. Üçü de zaman zaman huysuz. Üçü de bir arada olmaktan keyif alıyor . Biz onlara kısaca " dudes" diyelim isterseniz. Galiba yolculuğun ilerleyen günlerinde fotoğraflarla süsleyeceğim bu sayfalarda kendilerini görme şansınız da olacak. Bakalım ...
Herhalde biraz fikir sahibi olabildiniz gezi hakkında. Bu ilk yazıyı sonlandırmadan önce , siz sevgili okuyucuların bizimle birlikte Route 61'de yola çıkarken umdukları fakat bulabilecekleri konusunda da birkaç ipucu vermek isterim.
Daha önce herhangi bir blog tecrübem yok , Günlüğüm olmadı hiç. Çıktığım yolculukları, yaptığım seyahatleri hep sözlü aktardım başkalarına. Aklımda kalanları, unutamadıklarımı , çok beğenip de "hah ! bunu mutlaka O'na anlatmalıyım" diye düşündüklerimin bir kısmını da döndüğümde unuttum belki de. Bu sefer istedim ki güzel geçeceğini umduğum bu on beş günlük yol macerasını bir şekilde kayıt altına alayım.
Yolculuğun ana başlığı " Blues ve Caz" olduğundan müziğe dair konuların daha çok yer almasını planlıyorum bu blogda. Ancak yazılanların teorik veya akademik bilgiler içermeyeceğini de söylemek isterim.Onun için yeterli donanımım yok şu aşamada. Bolca mekan fotoğrafları, o mekanlara ilişkin bilgi ve hikayeler, canlı müzik ortamlarında izin alınabildiği sürece çekilen video ve ses kayıtları ve bu müziği yapanlarla gerçekleştirebilecek olası söyleşiler. Galiba büyük bölümünde bunlarla karşılaşacaksınız.
Ayrıca rota üzerindeki şehirlere gitmeyi planlayanlar için yardımcı olabilecek , kendi gözlemlerimiz doğrultusunda küçük ipuçları da eklenecektir kuşkusuz.
Bugünden baktığımda blogu her gün düzenli olarak güncelleyebilecek miyim pek emin değilim. Ama mümkün olduğunca yazamadığım günlere dair bilgileri de ekleyerek kesintisiz bir yol günlüğü tutmaya çalışacağım.
Bir sonraki yazımda yolculuk başlayana kadar geçen hazırlık döneminde neler yaptıklarımı sizlerle paylaşmayı planlıyorum. Başlangıç düzeyinde de olsa Blues ve Caz konusunda temel alt yapıyı oluşturacak kadar bilgilenmek , bu müziğin gelişmesinde büyük yeri olan efsanelerin unutulmaz parçalarını dinlemek , görülecek şehirlere ait kısa tarihi ve toplumsal bilgileri edinmek sanırım yolculuğu daha keyifli kılacaktır. Hala okunmamış kitaplar, dinlenmemiş müzikler var. Üç hafta kaldı ve zaman hızla geçiyor.
O zaman önümüzdeki günlerde görüşmek umuduyla plakları çevirmeye başlayalım . İlk durağımız için Blues efsanesi Robert Johnson'a kulak verelim " Sweet Home Chicago".
Sevgiyle kalın , müzikle kalın ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ay çok helecanli, akademik olmaması çıkılan yolun karakteristiğine daha uygun sanki. Takipte olacağım döner dönmez de hemen buluşalım canlı canlı dinlemek isterim. Enjoyyy 😃👍👏😘
YanıtlaSil1986 yılı soğuk bir Ankara akşamı dinlenen o dördüncü sıradaki parça. Hayatın dönüm noktalarından biri sanırım. Yaşam boyu müzik tarzının da belirleyicisi olmuş. Anıları ilk ağızdan dinlemek isterdim.
YanıtlaSilhttp://omyuforyou.blogspot.com.tr edebiyat , şiir ve hayata dair ... Ziyaret edilesi bir blog .
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil